top of page

İcra ve İflas Hukuku

Takip hukuku veya cebrî icra hukuku, icra ve iflâs hukuku zaman zaman birbirinin yerine kullanılmakla birlikte takip  ukuku daha genel ve üst bir kavramdır. Zira, icra hukuku ve iflâs hukuku, takip hukuku içinde yer alan alt  ölümlerdir. Bunların dışında, konkordato, tasarrufun iptali davası, ihtiyati haciz, icra suçları da takip hukuku içinde
düzenlenmekle birlikte, aslında gerçek anlamda ne icra ne de iflâs prosedürüne dâhildir.

ALACAK-BORÇ /  ACAKLI-BORÇLU 
Alacak-Borç ve Alacaklı-Borçlu kavramları özellikle borçlar hukukunda kullanılan anlamından daha geniş bir anlama  ahip olup, takibin konusunu ve taraflarını ifade etmek için kullanılır.

Alacak-Borç:
Takip hukuku talepte bulunan kimsenin maddî hukuktan kaynaklanan talebinin elde edilmesine hizmet etmekle birlikte, bu talebin konusu ne olursa olsun takip hukuku bakımından genel olarak alacak veya borç biçiminde ifade edilmektedir. Takipte alacak veya borç kavramları, bir noktada davada kullanılan, dava konusunun (müddeabih)  takipteki  karşılığıdır.

Alacaklı-Borçlu:
Takip hukukunda takibin tarafları olarak alacaklı ve borçlu yer  lır. Takip hukukunda da alacaklı ve borçlu olarak iki taraf bulunmaktadır. Takibin şekli ne olursa olsun bir tarafta  lacaklı diğer tarafta da borçlu yer alır. Alacaklı veya borçlunun mutlaka maddi hukuk açısından da alacaklı ya da  orçlu olması gerekmez. Gerçekte alacaklı olmayan kişi de bir takip yaparsa alacaklı sıfatını alır. Ancak bu kişi gerçekte alacaklı değilse, yaptığı takibin başarı ile sonuçlanması kural olarak mümkün olmaz.
 
KANUNDA BELİRTİLEN BAZI KAVRAMLAR (İİK m. 23)
İİK m. 23’te bazı kavramların icra ve iflâs hukukunda ne anlamda kullanıldığı ya da daha doğru bir ifade ile neleri kapsadığı  özel olarak belirtilmiştir. Bu kavramlar, diğer hukuk dallarında içerdikleri anlamın dışında İcra ve İflâs Kanunu’nun uygulaması bakımından 23. maddede belirtilen içeriği ile anlaşılmalıdır. Örneğin, ipotekten ve taşınır rehninden ne anlaşılacağı ayrıntılı şekilde belirtilmiştir ve bu belirleme maddî hukuktan biraz daha geniş bir anlam ifade etmektedir.

AMME (KAMU) ALACAKLARININ TAHSİLİ
Kamu alacakları, İcra ve İflâs Kanunu'na göre değil, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usûlü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmektedir. Ancak, devlet, il özel idaresi ve belediyelerin özel hukuktan kaynaklanan alacaklarının tahsili İcra ve İflâs Kanunu'na göre yapılır (m. 47).

6183 sayılı Kanun, kamu alacakları bakımından sadece icra hukukuna ilişkin hususları düzenlemiş olup kamu alacağından dolayı iflâs yoluyla takip yapılması veya başlamış takip içinde yer alınması İcra ve İflâs Kanunu hükümlerine göre olacaktır.

CEBRÎ İCRA HUKUKUNDA MENFAAT DENGESİ

  • Hak, hukuk düzenince korunan bir menfaat olup, icra hukukunda da maddî hukukun tanıdığı hakkın da korunması sağlanmalıdır. 

  • Gerek kanunkoyucu, kuralları koyarken gerekse icra hukukunun uygulanması sırasında tüm icra organları (icra daireleri, mahkemeler) taraflar ve takip içinde yer alan ilgililerin haklarıyla bağlantılı menfaatlerini gözetmeli ve korumalıdır. Takip

  • hukuku alacaklının alacağına kavuşmasını sağlarken, borçlu ve duruma göre üçüncü kişilerin menfaatini gözardı etmemeli, onları hukukun zorladığı bir alanda haklarını koruyamaz ve temel haklara aykırı şekilde korunamaz hale getirmemelidir.

  • Kanunkoyucu takibin değişik aşamalarında taraf menfaatlerini gözeterek düzenlemeler yapmıştır. Örneğin, takibin başında alacaklının takibe başvurmasını korumuş, ancak diğer yandan takibe itiraz yoluyla borçluya savunma imkânı tanımış, borçlunun tüm malvarlığının haczine de izin vermemiştir. Bununla birlikte, bazı düzenlemeler menfaat dengesini bozan, hatta anayasal ve temel haklara ilişkin ilkeleri zedeleyen nitelik taşımaktadır.

  • Başta icra daireleri olmak üzere, icra organları da, başta mevzuat çerçevesinde hareket ederek bu menfaat dengesini gözetmeli, diğer yandan da kendilerine takdir hakkı tanınan durumlarda karşılıklı menfaat dengesine uygun iş ve işlem yapmalı, bu çerçevede kararlar vermelidir. Bu konuda en pozitif düzenleme m. 85/son hükmüdür.


CEBRÎ İCRA HUKUKUNDA TEMEL HAKLARIN GÖZETİLMESİ
Cebrî icra çoğu kez kişilerin malvarlıklarına, özel hayatlarına, hatta duruma göre özgürlüklerine de müdahale sonucunu doğuran bir alan olduğundan, tüm hukuk alanlarında olmakla birlikte, bu alanda temel hakların korunması ve gözetilmesi
daha da önem taşımaktadır. Kanunkoyucu ve uygulamacılar, cebrî icra hukuku alanında bu düşünceyle hareket etmek durumundadırlar (AY m.11). Anayasa ile teminat altına alınan temel haklar her derecede ve alanda korunmak ve gözetilmek
durumundadır.

Cebrî icra bakımından özellikle dikkat edilmesi gereken haklar şunlardır:

  • Hukuk devleti-hak arama özgürlüğü (AY m. 2; m.36)

  • Sosyal devlet (AY m. 2)

  • Adil yargılanma ve hukukî dinlenilme hakkı (AY m. 36)

  • Eşitlik ilkesi (AY m.10)

  • Ölçülülük (Oranlılık) İlkesi (AY m. 13)

  • İnsan onuru (AY Başlangıç Kısmı; AY m. 17)

  • Yaşam hakkı ve kişiliğin korunması (AY m. 17; m. 38, VI)

  • Ailenin ve çocukların korunması (AY m. 41)

  • Konut dokunulmazlığı (AY m. 21)

  • Mülkiyet hakkı (AY m. 35; m. 20)

  • İlgili diğer temel haklar (AY m. 24; m. 49 vd.; m. 22; m. 23)

bottom of page